Bebeklik
döneminden itibaren anne ile paylaşım içerisinde çocuğun temel
bakım ve gereksinimlerine katılan, sınır ve kuralları ihmal
etmeden çocuk ile eğlenen, oynayan, anlayan bir baba modeli
baba-çocuk ilişkisi için ideal bir model oluşturmakta,
ergenlikteki sorunlarla daha iyi baş edebilmeye zemin
hazırlamaktadır.
Erken dönem baba ve çocuk arasında kurulan ilişki önemlidir. Yaş
farkı kaç olursa olsun , babanın çocuk ile paylaşımı çok
önemlidir. Oyun oynayarak zaman geçirmek, beraber etkinlik yapmak
baba-çocuk etkileşimini arttırır. Sürekli olarak emirler
yağdıran, tehdit eden bir baba çocuk ile iyi iletişim kuramaz.
Anlamak, dinlemek ve düşünceleri paylaşmak gerekmektedir. Baba
çocuğu beraber katılacakları çeşitli aktivitelere yönlendirir
ve zaman geçirmek için ortam yaratır, burada çocuğun nelerden
hoşlanabileceği göz önünde tutulmalıdır. Yaş farkına
odaklanmak çocuk ile geçirilecek kaliteli zamanı engeller.
Geçirilen zamanın süresi önemli değildir; kaliteli zaman çocuk
ile geçirilen sürede neler paylaşıldığı, iyi bir iletişim
içinde olunduğu zaman dilimidir. Üç-beş yaşları cinsel
kimliğin oluşmaya başladığı yaşlardır bu yaşlarda erkek
çocuğun özdeşim figürü baba olmaktadır.
Çocukluk döneminde baba ve çocuğun oyun oynaması, zaman geçirerek birbirleri ile iletişim içinde olmaları ergenlik sürecini etkilemektedir. Ergenler otorite sahibi, güvenilir bir baba figürüne sahip olmak isterler. Ergenlik büyümektir, değişimdir ;ergenin fiziksel ve ruhsal açıdan değiştiği bu dönemleri bilmek,tanımak gerekmektedir.
Ergen toplum içinde yeni bir kimlik
edinmeye çalışmaktadır,yeni düşünce ve inanç sistemleri
ortaya çıkar. İşte bu dönemde babanın destekleyen , yönlendiren
konumuna ihtiyacı vardır. Sorunları tehdit ve azar olmadan
paylaşmak, birlikte zaman geçirmek ve güven veren konumda olmak
ergen-baba ilişkisinde temel noktalardır ve anlaşmazlıkların en
aza indirgenmesini sağlar.
Sevgi ve
saygı iletişimde bir bütündür; ikisi olmadan iyi bir iletişim
söz konusu değildir. Aşırı sevgi göstermeye çalışan babalar
zaman zaman baba otoritesini çocuğa bırakmakta yani çocuğun
yönettiği , kuralları koyduğu bir durum ortaya çıkmaktadır ;
bu yanlıştır, çocuğa her zaman baba olduğunuzu ve
sınır-kuralları koyduğunuzu göstermelisiniz. Aynı zamanda
onunla eğlenceli vakit geçirebilmeli, sorunları ile ilgili olarak
paylaşmalı, yanında olduğunuzu hissettirmelisiniz. Bu şekilde
karşılıklı sevgi-saygı zemini oluştuğunda iyi bir baba–çocuk
ilişkisinin temelleri atılmış olmaktadır.
Bu durumda annenin rolü de çok önemlidir; anne ve baba ortak bir noktada buluşabiliyor ise babanın ne tepki göstereceği endişesi en az seviyededir; çocuk baba ve annenin bir olaya nasıl tepki göstereceğini tahmin edebilir; buna göre davranışlarını düzenleyebilir. İstenilmeyen davranışta sorun baba ile paylaşılır ve baba çocuk ile karşılıklı konuşarak , çocuğun sebeplerini anlar ve kendi düşüncelerini paylaşarak ona nasıl davranması gerektiğini anlatmaya çalışır.Bu noktada korkutmamak, tehdit etmemek önemlidir. Korkulan bir baba figürü çocuğun daha fazla hata yapmasına neden olur. Çocuk birçok konuyu paylaşmaz , yalan söyleyebilir . Bu nedenle net , anlaşılır şekilde sorunları doğrudan konuşarak paylaşmak, karşılıklı duygu paylaşımı sorunları daha iyi çözümlemeye yardımcı olacaktır.
Bu durumda annenin rolü de çok önemlidir; anne ve baba ortak bir noktada buluşabiliyor ise babanın ne tepki göstereceği endişesi en az seviyededir; çocuk baba ve annenin bir olaya nasıl tepki göstereceğini tahmin edebilir; buna göre davranışlarını düzenleyebilir. İstenilmeyen davranışta sorun baba ile paylaşılır ve baba çocuk ile karşılıklı konuşarak , çocuğun sebeplerini anlar ve kendi düşüncelerini paylaşarak ona nasıl davranması gerektiğini anlatmaya çalışır.Bu noktada korkutmamak, tehdit etmemek önemlidir. Korkulan bir baba figürü çocuğun daha fazla hata yapmasına neden olur. Çocuk birçok konuyu paylaşmaz , yalan söyleyebilir . Bu nedenle net , anlaşılır şekilde sorunları doğrudan konuşarak paylaşmak, karşılıklı duygu paylaşımı sorunları daha iyi çözümlemeye yardımcı olacaktır.